Bizi frenleyen ve utanç hissettiren eleştirel iç ses yerine daha yumuşak ve destekleyen iç ses nasıl geliştirilir?
- “Yine yapamadım”
- “Ben kötü bir anneyim”
- “Asla başaramayacağım”
İçimizdeki eleştirel sesin söylediği cümlelerden birkaçı. Hepimizin içinde olan, özellikle bir şeylerin ters gittiğini düşündüğünde konuşan eleştirel ses.
Başkası bize söylese muhtemelen ufak bir sinir krizi geçireceğimiz, acımasız ve kırıcı bulacağımız bu cümleleri kendimize söylemekte genelde çekinmiyoruz. Peki neden?
Eleştirel iç sesi neden dinleriz?
Eleştirel iç sesi dinleriz çünkü o olmazsa, kendimize çeki düzen veremeyeceğimizi düşünürüz. Bu sesin bizim iyiliğimiz için konuştuğunu, ilerlememizi ve gelişmemizi desteklediğini zannederiz.
Aslında bir kısmı doğru. Bu ses sayesinde tehlikeleri görebilir, aynı filmlerdeki gibi tek başına karanlık ormana dalmayabiliriz. Ama bu sesin tehlikelere karşı bizi hazırlaması ile okları bize yöneltmesi arasında bir fark vardır ve biz çoğu zaman bunu fark edemeyiz.
Eleştirel iç ses yararlı mı?
Eleştirel iç sesin, bizi tehlikelere karşı erken uyarması, yani hayatımızı devam ettirmeyi destekleyen kısmı evet yararlı. Ama okları bize yönelttiği, kendimizi başarısız, yetersiz hissettirdiği acımasızca yorumlarının pek yararlı olmadığı bilim tarafından da ispatlandı. Kendimizi acımasızca eleştirdiğimizde, utanç hissediyoruz ve beynin öğrenme merkezi duruyor. Yani bu eleştirinin bizi ileri taşımasını umut ederek o sese sığınıyoruz ama aslında öyle olmuyor. Yeni şeyler öğrenmeye kendimizi tamamen kapatmış oluyoruz.
Çocukları düşünün. Utandırıldıklarında mı daha iyi öğreniyor ve gelişiyorlar, yoksa desteklendiklerinde mi?
Yumuşak iç ses nasıl geliştirilir?
Bunun için çok basit bir benzetme var aslında. Öz Şefkatli Farkındalık’da çok sık kullanılır. Programın yaratıcıları Christopher Germer ve Kristin Neff kitaplarında bahseder.
Bu benzetme şöyle:
Yakın bir arkadaşınız ile nasıl konuşuyorsunuz? Onunla konuşurken sesinizin tonu, kurduğunuz cümleler, seçtiğiniz kelimeler nasıl?
Muhtemelen yumuşak bir tonda, destekleyici, güzel cümleler kuruyor, seçtiğiniz kelimelere dikkat ediyorsunuz. Onu seviyor ve kırmak istemiyorsunuz.
Kendinizle de yakın arkadaşınızla konuştuğunuz gibi konuşmaya başladığınızda, bu eleştirel iç sesi, yumuşak, destekleyen ve nezaket dolu bir iç ses ile değiştiremeye başlıyorsunuz aslında.
Çünkü arkadaşınız bu cümleleri söylediğinde, muhtemel yanıtlarımız şöyle olurdu değil mi?
- “Yine yapamadım”
- “Olsun, tekrar denersin. Ben sana güveniyorum”
- “Ben kötü bir anneyim”
- “Hayır. Sadece insansın. Bazen yoruluyor ve bunalıyorsun. Bu çok normal. Ve yaptığın onca iyi şey var, ben biliyorum. Kendine haksızlık ediyorsun. Elinden geleni yapıyorsun”
- “Asla başaramayacağım”
- “Olsun. Şartlar bu defa uygun değildi belki. Biraz daha çalışır, yine denersin.”
Eleştirel iç sesi fark etmek ve onu yumuşak ve destekleyen iç sesle değiştirmek her şey gibi pratikle gerçekleşiyor. İlk adım fark etmek. Belki eleştirel sesin sık tekrarladığı tek bir cümle ile başlayıp onunla çalışmak iyi bir başlangıç olabilir. Bu cümleyi kendinize söylediğinizi fark ettiğinizde “bunu arkadaşım söylese ona ne derdim?” diye kendinize sorabilirsiniz.
Küçük küçük adımlarla, uzun yollar aşılabilir. Neredeyseniz oradan başlamak, kendimize anlayışlı ve nazik olmak için bile küçük adımlar büyük farklar yaratabilir.